20 Eylül 2013 Cuma

İkinci Öğretim Arkeoloji Vicdansızlığı ve #Arkeolog İstihdamı

                                                                                                                                


İkinci Öğretim Arkeoloji Vicdansızlığı ve  #Arkeolog İstihdamı


Son günlerde işsiz arkeologlar ordusu ve adayları sosyal medya üzerinden olabildiğince yoğun bir biçimde #arkeolog istihdamı etiketiyle sesini duyurmaya çalışıyor. Oldukça örgütsüz ve spontane gelişen bu birliktelik biraz olsun ses getirebilmiş durumda.

İşsiz arkeologların ve hem işsiz hem arkeolog adayı arkeoloji öğrencilerinin bu dayanışması oldukça olumlu. Ve seslerini duyurmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu noktaya kadar bir sorun yok. Ancak bu mücadelenin içine aktif olarak katamadıkları ve destek bekledikleri bir kesim var : Akademisyenler.

Mücadele edenler adına soruyorum: Arkeoloji hocaları, akademisyenler ellerinden geleni yapıyorlar mı ? 

Neden bu yükselen sese en üst perdeden destek vermiyorlar ? Yada verdikleri destek yeterince duyulmuyor 
mu ?

İkinci Öğretim Destek Değil Köstektir…

Arkeoloji bölümlerinden yılda yüzlerce öğrenci mezun olurken, atama sayısı bir elin parmaklarını geçmezken, nedir bu akademisyenlerin ikinci öğretim açma sevdası. Binlerce arkeolog mezun ve işsiz iken arkeoloji bölümlerine ikinci öğretimler açarak daha fazla işsiz arkeolog yetiştirmeye paydaş olmanın bir açıklaması olmalı elbet.

Bir elin parmaklarını geçmeyen sayıdaki arkeoloji bölümü, ikinci öğretimlere karşı çıkıyor ve açmıyor. Onlara saygı duymakla beraber “neden sizde açmıyorsunuz ?” sorusunu size bırakıyorum.
Eğer arkeolog istihdamı sorunu konuşulup tartışılacaksa bu kısım net bir şekilde eleştirilerek ortaya konulmalıdır. Akademisyenlerin arkeolog istihdamı hakkında söz söylemeleri, hatta -  çok zor bir istek ama -  bir araya gelip, neler yapabiliriz, yetkililere ne gibi çözümler sunabiliriz odaklı çalışmaların içinde olmaları sağlanmalıdır.

Arkeoloji bir bütündür. “Arkeoloji bir yaşam tarzıdır” cümlesi, içinde sadece romantizm barındırmaz. Hayatın gerçeklerini ve zorluklarını da içerir. İşsiz arkeologların ve işsizliğe aday binlerce arkeoloji öğrencisinin sorunları için arkeoloji camiasının kafa yorması, bir araya gelmesi ve bazılarının vicdanlı olması gerekir.

Son olarak;  yılda yüzlerce mezun veren ama iki yılda bir, on kişinin ataması yapılan bir meslek grubuna, “herkes mezun olduğu işi yapacak değil ya” demek vicdansızlığın en büyüğüdür.  

Bir sonraki yazıda “arkeologlar neden bir meslek grubu olarak sayılmıyor, neler yapılmalıdır, kimlere görev düşüyor ?” sorularına değineceğiz.